GÜNLÜK

GÜNLÜK


Umarım burayı kimse okumaz.


2 ARALIK 2023
Bunu daha önce başarmış olmasaydım asla kendime bu konuda güvenmezdim. Minimalist ve detoks gibi bir yaşamımın tekrardan birinci günü. Sanallaşan ve makineleşen bir dünyada insan kalmak.
Yıl 2021. O zamanlar Nida isminde bir kız arkadaşım vardı. Kendine o kadar bağımlı hale getirmişti ki her şeyden soyutlanmıştım. Hatta tam o zamanlar, bu siteyi kurmuştum. Kendimle yapayalnız kalmayı, kendi benliğimin; iç dünyamın nasıl bir yer olduğunu ben bu siteyi kodlarken öğrenmiştim. Sıfır CSS ve HTML bilgimle en ince detayına ve tasarımına kadar sıfırdan öğrenerek kodlarken sabrı, siteye yazıları yazarken yalnızlıkla başa çıkmayı, site için yeni fikirler düşünürken de beynimin yaratıcılık kısmının nasıl kullanıldığını öğrenmiştim. Her şey Nida ile ayrıldığımda ve tekrardan gerçek hayata giriş yaptığımda değişti.
O zamanlar Linux işletim sistemlerine ve anonim internet sitelerine ilgim başlamıştı. Tüm gün internette ismini cismini bilmediğim insanların girdiği entryleri okuyordum. Kilom 100’ü geçmiş ve her geçen gün artıyordu. Geceleri uyumuyor, gündüzleri uyanmıyordum. Berbat besleniyor ve tüm gün kendimi Nida’nın sunduğu dopaminle idare etmeye çalışıyordum. 1,5 yıl boyunca hayatım böyle geçti. Nida dışında ailemle bile konuşmadım. Kimseyle ama kimseyle iletişime geçmedim. Kendi dünyama kapattım kendimi. Dışarıya tüm ilgimi kestim. Ancak dediğim gibi, ben bazı şeyleri bu dönemde öğrenmiştim. Sabrı, yalnızlığı ve yaratıcılığı. Onlarca internet sitesi kurdum. Hatta astetra.com isminde bir site bile açmıştım ama gerizekalı olduğum için 40 TL bir domain ismi için bana çok fazla gelmiş olsa gerek iptal edip iade parasıyla Sonic Generations oyununu almıştım. Her türlü iyi yatırımmış aslında.
O zamanlar gelecekte ne olacağı, nereye gideceği, nasıl bir meslek seçimi yapacağı hakkında en ufak bir fikri dahi olmayan bir veletken, şimdi mesleğini seçmiş bir üniversite öğrencisiyim. Peki hayatımda ne değişti? Ne durumdayım?
Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi’nde Gastronomi ve Mutfak Sanatları okumaktayım. Aslında yine kendimden çok da alakasız bir bölüm değil, sonuç olarak yemek yapmaya her zaman ilgim vardı. Bu bölüme öyle 20. tercihimle falan da yerleşmedim. Sadece tek tercih yaptım ve ilk sıralarda bu bölüme girmeye hak kazandım. İlk vizelerim daha yeni bitti ve sınıf tekrarı yapmamı gerektirebilecek kadar düşük notlar aldım. Daha henüz bunu aileme kesin bir şey yok bahanesiyle pek anlatmamış da olsam her sabah yine de bunun anksiyetesiyle uyanmak da insanı az da olsa yoruyor. Şimdi, asıl beni bu yazının başına oturmaya bağlayan konuya gelelim. Bu sabah yine her zamanki gibi kalktım. Annemler evde değildi, ben de tıraş olmak için aynanın karşısına geçtim. Birkaç lubunsal düşüncenin ardından anlık bir karar ile uzunca olan sakalımı kesiverdim. Berbat oldu, yine çok pişman oldum ancak şunu fark ettim: artık sakalımla oynayamıyordum. O anda beynime bir şimşek çaktı, eski minimalist yaşamımda o kadar çirkin olmama rağmen neden sürekli sakalımı kestiğimi hatırladım. Elbette eski kız arkadaşım Nida’nın da bunda payı büyüktü ama asıl sebep genel hayatıma odaklanabilmeyi öğrenmekti. Sakalım olduğu zaman sürekli bir oynama isteği geliyordu. Odamı yıllar sonra topladım. Bakalım neler olacak, günbegün aktarmaya çalışacağım. ÜŞENMEZSEM!!!!